۞وَتَرَى ٱلشَّمۡسَ إِذَا طَلَعَت تَّزَٰوَرُ عَن كَهۡفِهِمۡ ذَاتَ ٱلۡيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَت تَّقۡرِضُهُمۡ ذَاتَ ٱلشِّمَالِ وَهُمۡ فِـي فَجۡوَةٖ مِّنۡهُۚ ذَٰلِكَ مِنۡ ءَايَـٰتِ ٱللَّهِۗ مَن يَهۡدِ ٱللَّهُ فَهُوَ ٱلۡمُهۡتَدِۖ وَمَن يُضۡلِلۡ فَلَن تَـجِدَ لَهُۥ وَلِـيّٗا مُّرۡشِدٗا ١٧
(Gençler, söylenenlere uyup mağaraya sığındılar, Allah da onları düşmanlarından koruyup bir uyku hâli verdi.) Ey rasulüm! Orada olup onlara baksaydın güneş doğduğunda sığındıkları mağaranın sağından kaydığını, batarken de sol taraflarından battığını (böylece güneş ışığından rahatsız olmadıklarını) ve mağaranın geniş yerinde uyuduklarını görürdün. İşte onları mağarada bu şekilde uzun yıllar uyutması, Rabbinin (mükemmel kudretine ve hikmetine delalet eden) ayetlerindendir. Ey rasulüm! Bil ki Allah kimi doğru yolda yürümeye muvaffak kılarsa o gerçekten doğru yoldadır. Kimi de (hak kendisine ulaştığı hâlde küfrü ve şirki seçmesi sebebiyle) doğru yoldan saptırıp uzaklaştırırsa (hidayetten mahrum ederse) onlar için doğru yola muvaffak kılacak veya azabı onlardan defedecek (Allah’tan başka) hiçbir yardımcı bulamazsın.