يَـسۡـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنفِـقُونَۖ قُلۡ مَآ أَنفَـقۡـتُم مِّنۡ خَـيۡـرٖ فَلِلۡـوَٰلِـدَيۡنِ وَٱلۡأَقۡرَبِيـنَ وَٱلۡيَتَـٰـمَـىٰ وَٱلۡمَسَـٰكِيـنِ وَٱبۡنِ ٱلسَّبِيلِۗ وَمَا تَفۡعَلُواْ مِنۡ خَـيۡـرٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٞ ٢١٥
Ey rasulüm! Sana, kime ve nasıl infak edileceğini soruyorlar. De ki: “(İster çok ister az olsun) Faydalı olan bir şey infak ettiğinizde (ihtiyaca ve yakınlık derecesine göre) önce ana babaya, sonra en yakın akrabalara, sonra yetimlere (babası ölmüş ve bakacak yakını olmayan küçük çocuklara), sonra (ihtiyaç içindeki) yoksullara ve sonra (ister zengin ister fakir olsun, memleketinden uzakta) yolda kalmış kimselere infak edin! Ve hayırlı olan (mu’minlere faydası dokunan) ne amel yaparsanız muhakkak ki Allah onu çok iyi bilir (ve amelinizin karşılığını ahirette kat kat verir).”