۞وَلَا تُـجَـٰدِلُوٓاْ أَهۡلَ ٱلۡكِتَـٰبِ إِلَّا بِٱلَّتِـي هِـيَ أَحۡسَنُ إِلَّا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنۡهُمۡۖ وَقُولُوٓاْ ءَامَنَّا بِٱلَّذِيٓ أُنزِلَ إِلَيۡنَا وَأُنزِلَ إِلَيۡكُـمۡ وَإِلَـٰهُنَا وَإِلَـٰهُكُـمۡ وَٰحِدٞ وَنَـحۡـنُ لَهُۥ مُسۡلِمُونَ ٤٦

Ey (Allah’a ve rasulüne) gerçek manada iman edenler! Kitap ehliyle (Yahudi ve Hristiyanlar ile din konusunda tartıştığınızda) en güzel şekilde (güzel davet üslubu ve sağlam delillerle) tartışın, ancak onlardan (inat ve kibirle hakkı bile bile reddederek) zulmedenler hariç! (Onlara savaş ilan edin ki ya Müslüman olsunlar ya da zelil bir şekilde cizye versinler.) Ve onlara (tartıştığınız Yahudi ve Hristiyanlara) şöyle deyin: “Biz, (Allah tarafından rasulümüz vasıtasıyla) bize indirilene (Kur’ân’a) ve (rasulleriniz vasıtasıyla) size indirilenlere (gerçek Tevrât’a ve İncîl’e) iman ettik. Bizim de sizin de ilahınız, (hiçbir konuda, hiçbir ortağı olmayan) tek bir ilahtır. Ve biz, O’na (emir ve yasaklarına) tam manasıyla boyun eğip teslim olduk (siz de böyle yapın).”