وَإِذۡ أَخَذَ ٱللَّهُ مِيثَـٰقَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَـٰبَ لَتُبَيِّنُنَّهُۥ لِلنَّاسِ وَلَا تَـكۡـتُمُونَهُۥ فَنَبَذُوهُ وَرَآءَ ظُهُورِهِمۡ وَٱشۡتَـرَوۡاْ بِهِۦ ثَمَنٗا قَلِيلٗاۖ فَبِئۡسَ مَا يَـشۡتَـرُونَ ١٨٧
Allah, kendilerine kitap verilenlerden (Yahudi ve Hristiyan âlimlerinden) insanlara kitabı (içindeki her şeyi) açıklamaları ve ondaki hiçbir şeyi gizlememeleri konusunda söz almıştı, onlar da bu sözü kulak ardı etmişlerdi (ne kendileri onunla amel etmiş ne de onu insanlara anlatmışlardı). İşte onlar, verdikleri sözü az bir paha (dünya metaı) karşılığında değiştirdiler (kitaptaki hakkı gizlediler ve bâtıl teviller yaparak insanları saptırdılar). Onların, dünya metaı karşılığında ahidlerini bozup hakkı gizlemeleri ne kötü bir alışveriştir!