أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ يَعۡلَمُ ٱللَّهُ مَا فِـي قُلُوبِهِمۡ فَأَعۡرِضۡ عَنۡهُمۡ وَعِظۡهُمۡ وَقُل لَّهُمۡ فِـيٓ أَنفُسِهِمۡ قَوۡلَۢا بَلِيغٗا ٦٣

Ey rasulüm! İşte onların (ihtilaf hâlinde tağuta muhakeme olan ve bundan dolayı başlarına bir felaket geldiğinde zahiren şirklerinden pişman olup gayelerinin şeriati reddetmek değil, iyilik yapmak ve arayı bulmak olduğuna dair yemin edenlerin) kalplerindekini (nifak, küfür ve kötü niyetlerini) elbette Allah çok iyi bilmektedir. Sen onlardan yüz çevir (onlara zahire göre hüküm ver ve onları cezalandırmayıp bırak), onlara (tağuta muhakeme olmanın şirk olduğunu açıklayıp) öğüt ver ve onlara (şirk üzere ölenlerin ebedî olarak cehennemde kalacağına dair) nefislerini etkileyici sözler söyle!