لَن تَنَالُواْ ٱلۡبِـرَّ حَتَّـىٰ تُنفِقُواْ مِمَّا تُـحِـبُّونَۚ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَـيۡءٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٞ ٩٢

Ey iman edenler! Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça cennet ehline verilecek mükâfaatları kazanamazsınız. Ve biliniz ki Allah, kendi yolunda (büyük olsun küçük olsun) ne harcarsanız onu bilir (ve ona göre mükâfaat verecektir).

كُـلُّ ٱلطَّعَامِ كَـانَ حِلّٗا لِّبَنِـيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ إِلَّا مَا حَرَّمَ إِسۡرَٰٓءِيلُ عَلَـىٰ نَفۡسِهِۦ مِن قَبۡلِ أَن تُنَـزَّلَ ٱلتَّوۡرَىٰةُۚ قُلۡ فَأۡتُواْ بِٱلتَّوۡرَىٰةِ فَٱتۡلُوهَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِيـنَ ٩٣

(Ey İsrailoğulları! Sizin iddia ettiğiniz gibi değil.) Tevrât indirilmeden önce İsrail’in (Yakub’un) kendi nefsine haram kıldığı yiyecekler hariç, bütün temiz olan yiyecekler İsrailoğullarına helal idi. Ey rasulüm! De ki: “Eğer (bunun yanlış olduğunu ve) kendi söylediğinizin doğru olduğunu iddia ediyorsanız haydi, Tevrât’ı getirin de onu okuyun bakalım!”

فَمَنِ ٱفۡتَـرَىٰ عَلَـى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّـٰلِمُونَ ٩٤

Bundan (Tevrât’ı okuyup rasulümüz Muhammed’in Yakub ve Tevrât hakkında söylediği şeylerin hak olduğu apaçık belli olduktan) sonra bile bile Allah’a iftira atanlar, işte onlar zalimlerin (kâfirlerin) ta kendileridir!

قُلۡ صَدَقَ ٱللَّهُۗ فَٱتَّبِعُواْ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۖ وَمَا كَـانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِيـنَ ٩٥

Ey rasulüm! (Yahudi ve Hristiyanlara) De ki: “(Yakub’un kendi nefsine haram kıldığı şeyler, Tevrât inmeden önce haram olan yiyecekler ile İbrahim hakkında ve bunlar dışındaki her konuda) Allah (bana) doğru haber vermiştir (bu, benim hak rasul olduğumun apaçık delilidir). Eğer hak dine bağlanmak istiyorsanız (bana iman ederek) İbrahim’in hanif milletine (içinde hiçbir şirk bulunmayan İslam dinine) tâbi olun ve bilin ki İbrahim, kesinlikle müşriklerden (Allah’a zatında, sıfatlarında, hak veya yetkilerinde ya da herhangi bir ibadette şirk koşanlardan) değildi.”

إِنَّ أَوَّلَ بَيۡتٖ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكٗـا وَهُدٗى لِّلۡعَـٰلَمِيـنَ ٩٦

Bilin ki bütün insanların yalnız Allah’a ibadet etmesi için inşa edilen ilk ev, (Mekke’de bulunan) Mescid-i Haram içindeki Kâbe’dir. O ev, (hem dünya hem din konusunda) bütün insanlar için bereket (fayda) ve hidayet yeridir.

فِيهِ ءَايَـٰتُۢ بَيِّنَـٰتٞ مَّقَامُ إِبۡرَٰهِيمَۖ وَمَن دَخَلَهُۥ كَـانَ ءَامِنٗاۗ وَلِلَّهِ عَلَـى ٱلنَّاسِ حِجُّ ٱلۡبَيۡتِ مَنِ ٱسۡتَطَاعَ إِلَيۡهِ سَبِيلٗاۚ وَمَن كَـفَرَ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِـيٌّ عَنِ ٱلۡعَـٰلَمِينَ ٩٧

Orada (Kâbe ve Mescid-i Haram bölgesinde, Allah’ın birliğine ve kudretine delalet eden) apaçık ayetler vardır. Bu ayetlerden biri de İbrahim’in makamıdır. (Cahiliye zamanında bile) Kim oraya (Mescid-i Haram bölgesine sığınmak için) girerse emin olur (orada kaldığı müddetçe eziyet edilmez ve öldürülmezdi). Ve oraya yol bulabilen (haccetme imkânına sahip) kimsenin üzerine, Allah için Beyt’i haccetmek farz kılınmıştır. Kim de (Kâbe’yi haccetmenin farziyetini inkâr ederek) küfre girerse bilsin ki Allah âlemlerden müstağnidir (hiç kimsenin ameline ihtiyacı yoktur).

قُلۡ يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَـٰبِ لِمَ تَـكۡـفُرُونَ بِــَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ شَهِيدٌ عَلَـىٰ مَا تَعۡمَلُونَ ٩٨

Ey rasulüm! De ki: “Ey kitap ehli (Yahudi ve Hristiyanlar)! Niçin Allah’ın (benim hak ve son rasul olduğumu ispat eden apaçık) ayetlerini inkâr ediyorsunuz? Bilin ki Allah, yaptığınız her şeyi çok iyi bilendir (ve buna göre sizi cezalandıracaktır).”

قُلۡ يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَـٰبِ لِمَ تَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنۡ ءَامَنَ تَبۡغُونَهَا عِوَجٗا وَأَنتُمۡ شُهَدَآءُۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَـٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ ٩٩

Ey rasulüm! De ki: “Ey kitap ehli (Yahudi ve Hristiyanlar)! Niçin İslam dinine iman edenlerin Allah’ın yolundan gitmelerini engelliyorsunuz? Onların gittikleri yolun doğru olduğunu (kitaplarınızda okuyarak) çok iyi bildiğiniz hâlde (onu bâtıl göstererek) insanların, Allah’ın yolunun (İslam’ın) doğru bir yol olmadığını zannetmesini arzuluyorsunuz. Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan kesinlikle ğafil değildir (insanların Muhammed’e tâbi olup İslam’a girmelerini engellediğinizi ve bu dini bâtıl göstermek için neler yaptığınızı çok iyi bilmektedir ve yaptıklarınızdan dolayı elbette sizi cezalandıracaktır).”

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِن تُطِيعُواْ فَرِيقٗا مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَـٰبَ يَرُدُّوكُم بَعۡدَ إِيمَـٰنِكُـمۡ كَـٰفِرِينَ ١٠٠

Ey iman edenler (Allah’ın birliğine tam manasıyla iman edip şeriatini hayatın bütün alanlarında uygulamaya azmedenler)! Eğer kitap ehlinden (Yahudi ve Hristiyanlardan) bir kısmına itaat ederseniz (mutlaka) sizi iman ettikten sonra küfre döndürürler (çünkü onlar, haset ve sapıklıkları sebebiyle sizin hak üzerinde olmanızı istemezler).